10 çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak 24 Haziran 1978'te orta sınıfların yaşadığı Santa Fe'de dünyaya geldi Arjantinli futbolcu . Futbola hemen her Arjantinlinin yaptığı gibi Maradona ' yı izleyerek ve onu örnek alarak başladı ve onun gözbebeği olan takımı Boca Juniors altyapısına adım attı . 1996' da profesyonel olduktan sonra kazandığı kupalar ve başarılarla , her Arjantinli oyuncunun başına gelen '' Maradona'nın Varisi '' ünvanını aldı . Boca ' ya 1 Apertura ve Clausura , 2 Copa Libertadores ve 1 Kıtalararası Kupa kazandırıp , her Latin Amerika kökenli futbolcunun yaptığı gibi Avrupa'ya gitme kararı aldı .
2002 yazında 10 Milyon Euro bonservis bedeliyle Avrupa'ya Barcelona sayesinde atım atmış oluyordu . Ancak aklı hep Arjantin'de kalacaktı çünkü henüz birkaç sene önce fidye uğruna kaçırılmıştı kardeşi ve Roman bu fidyeyi ödeyerek kardeşini kurtarmıştı . Her şeye rağmen Barcelona onun bir hayalini gerçekleştiriyordu , önceden idol aldığı şimdilerde varisi gösterildiği Maradona'nın da yolunun geçtiği bu takımda forma giyecekti .
Bir rüya olarak başlayan Barcelona günleri pek de istediği gibi gitmeyecekti . Louis Van Gaal Riquelme'yi orta sahanın soluna daha yakın oynatmayı tercih ediyordu , savunmaya yardım etmesini istiyordu , Boca'daki parıltılı ve ihtişamlı günlerin bittiğinin farkına yeni varmıştı Riquelme , Barcelona'da herkes bir yıldız ve kendine göre egoları vardı , antrenör dahil . Barcelona yönetimi Van Gaal'e Ocak ayına kadar dayanabildi ve Ocak ayında Sırp antrenör Radomir Antic ile sözleşme imzaladı . Roman için pek de değişen birşey olmamıştı , takım ile olan kopukluğu belli oluyor , sürekli Arjantin'i özlediğini ortaya çıkaran röpörtajlar veriyordu . Sezon tamamlandığında Barcelona ' da gerçekleşen ve Joan Laporta'nın kazandığı seçimin ardından teknik direktörlüğe Frank Rijkaard getiriliyor , Laporta seçilmeden önce verdiği Beckham sözünün tutamamasının üzerine Ronaldinho ve Eto'o gibi iki oyuncuyu transfer ediyor . Bu durumda da Riquelme takım için lüks olarak gözükmeye başlıyordu . Artık '' Maradona'nın Varisi '' olmadığı söylenen Riquelme , takımla olan uyumsuzluğu da göz önüne alınarak , Villareal'e bir yıllığına kiralık olarak gönderiliyordu .
İspanya'nın en büyük takımı ve şehirlerinden Barcelona'dan , 50.000 nüfuslu , orta sıraların takımı Villareal'e gidince Riquelme'nin nasıl bir performans göstereceği herkes tarafından merak ediliyordu . Roman yılmadı , sürekli olarak giydiği 10 numarasını bile feda edip oynamaya çalışmaya devam etti , İntertoto kupasını kazanan takımda tekrar liderlik özelliklerini ortaya koydu ve takımının Uefa kupasında yarı finale kadar yürümesine yardımcı oldu . Tüm sezonda 45 maçta attığı 12 gol ile taraftalar tarafından sevilen , saygı duyulan bir oyuncu haline gelmişti ve Villareal onu bir sezon daha kiralama yoluna gitti .
Kiralık olarak geçirdiği 2. sezonda Boca Juniors' taki günlerinden pasajlar ortaya çıkarmıştı . Villareal ligde üçüncü oluyor bir sonraki sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmeye hak kazanıyordu . Roman bu başarıya 40 maçta attığı 18 golle yardımcı oluyordu . Taraftarın sevgilisi takımın her şeyi olan bu adamı satın almaktan başka bir çaresi olmayan Villareal yönetimi , Barcelona kapısını çaldığında olumlu bir tavır ile karşılaşıyor , çünkü tarihinin en önemli başarılarının başlangıcında olan Barcelona'nın Riquelme'ye bir ihtiyacı kalmıyordu .
2005-2006 Villareal takımıyla 3. sezonuydu Riquelme 'nin , bütün Avrupa ' da beklenenin daha altında kaldığı söylenen oyuncunun , kendini kanıtlaması için önünde Şampiyonlar Ligi mücadelesi vardı , bu yükün altından kalkmak bugüne kadar çıktığı en zor savaşlarından biriydi ve Roman bugüne kadar ki Villareal tarihinin en büyük başarısı olan Şampiyonlar Ligi yarı finaline muazzam katkılarda bulunuyordu , ta ki yarı finalde Arsenal ile karşılaşıncaya kadar , ilk maçı İngiliz temsilci 1-0 kazanmış ve İspanya'da ki mücadele de son dakikaya 0-0 eşitlikle girilmişti , Arsenal savunmasının hatasıyla penaltı kazanan Villareal , topun başına herkesi beklediği gibi Riquelme'yi getirmişti . Futbol hayatımdaki en kötü anlardan biri diye nitelendirdiği bu anda Roman Lehmann'ı geçememiş ve takımını finale taşıyamamıştı . Takımı için her şeyi yapan bu adam taraftarlar tarafından günah keçisi ilan edilme seviyesine getirilmişti .
O yaz Arjantin Milli Takımı ile de Almanya'da ki Dünya Kupası'nda istediğini elde edemeyen Riquelme , bir sezon daha Villareal forması giyip , 2007 yazında Arjantin'i , annesini özlediğini söyleyerek takımdan ayrılmak istediğini söyler ve bu habere ailesi dışında en çok sevinen , Boca'nın Ultrasları olur , kariyerinin başladığı yere Boca'ya dönen Riquelme sevdiği topraklarda futbol zanaatkarlığını yine ortaya koymaktan çekinmez ve daha ilk sezonda takımının kazandığı Copa Libertadores'e 21 maçta attığı 12 gol ile destek olur .
2008 yılında Milli Takım kariyerini noktalama kararı alan Riquelme , geri döndüğü evinde Boca için , La Bombanera'da ki binler için resitallerini sunmaya devam eder . 4 yıl daha süren bu rüya dolu günler 2012'nin Ağustosu'nda sonlanır . Tekrar dönmeyeceğini defalarca tekrarlayan Riquelme , Mecnun gibi sevdasından vazgeçemez ve Şubat ayında Carlos Bianchi'nin takımın başına geçmesi ve onun geri davet etmesiyle birlikte , hayatının başlangıcı olan Boca'ya geri döner .
Bir zamanlar '' Maradona'nın Varisi '' olan oyuncu , Maradona'dan Boca'ya ihanet etti açıklamalarını duymak zorunda da kalsa , Maradona'dan sonra Boca ' nın 10 numarasını bu kadar iyi taşıyan ilk oyuncu olmuştur . İnişli , çıkışlı kariyerinde bir çok futbol severin taht kuran futbolcu önümüzdeki birkaç sene daha bizlere akıl dolu ara paslarını , mesafe tanımadan attığı şutları ve frikiklerini izletmeye devam edecek .